Minik ama iddialı: (that's what she said) Küçük cüssesine rağmen bölgesini kararlılıkla savunur; şarkısı tatlı ama amacı ciddidir!
Kış misafiri: Türkiye’de özellikle kış aylarında şehir parklarında görülür. Soğuk havada ortaya çıkınca onu görmek ayrı bir sevinç yaratır.
İnsan dostu tavırlar: Özellikle bahçıvanların çevresinde gezinmeyi sever; toprağın karıştırılmasıyla çıkan böcekleri yakalamak için sabırla bekler.


NARBÜLBÜLÜ
(Erithacus rubecula – Avrupa kızılgerdanı)
Hareketsiz avcı: Suda heykel gibi durur, sonra bir anda mızrak gibi gagasını balığa saplar. Bu sabırlı bekleyişi onu etkileyici bir avcı yapar.
Tek ayak üstünde denge: Dinlenirken çoğu zaman tek ayak üstünde durur – hem enerji tasarrufu hem ısı koruma içindir.
Dikkat çekici uçuş: Boynu “S” şeklinde kıvrık uçar (leylekten farkı budur), uzun bacakları ise geriye doğru sarkar.


BALIKÇIL
(Ardea cinsleri – özellikle gri balıkçıl Ardea cinerea)
Unutkan ama faydalı: Sonbaharda meşe palamutlarını toprağa gömer, ama hepsini hatırlayıp çıkaramaz. Bu sayede meşe ağaçlarının yayılmasına katkı sağlar.
Taklitçi: Diğer kuşların, hatta insan seslerinin taklidini yapabilir. Bazen şahin sesi çıkararak diğer kuşları korkuttuğu gözlemlenmiştir.
Rengarenk: Uçarken kanatlarındaki mavi-siyah-beyaz desenleri görürsünüz ama yerde yürürken kahverengi tüyleriyle kamufle olurlar.


ALAKARGA
(Garrulus glandarius)

Kuş gözlemine nasıl başladığımı düşündüğümde spesifik bir anı ya da kronolojik bir başlangıç hikayesi bulamıyorum. Çocukluğumda ailemle sık sık seyahat ederdik. Özellikle yolculuklarda annemle babam gördüğümüz kuşları gösterirdi: “Bak, leylek geçiyor,” “Şurada bir kırlangıç yuvası var” gibi. Şehirde martı, serçe, karga gibi kuşları tanırdım, İstanbul dışına yaptığımız seyahatlerde leylek, kırlangıç gibi türleri de öğrenmiştim. Kuşlar hayatımın hep bir yerindeydi; vapurda martılara simit atardım, Eminönü’ne gittiğimizde güvercin beslerdik, mutfak camımıza annemin koyduğu ekmeklere kumrular gelirdi.
Kuş gözlemine nasıl başladığımı düşündüğümde spesifik bir anı ya da kronolojik bir başlangıç hikayesi bulamıyorum. Çocukluğumda ailemle sık sık seyahat ederdik. Özellikle yolculuklarda annemle babam gördüğümüz kuşları gösterirdi: “Bak, leylek geçiyor,” “Şurada bir kırlangıç yuvası var” gibi. Şehirde martı, serçe, karga gibi kuşları tanırdım, İstanbul dışına yaptığımız seyahatlerde leylek, kırlangıç gibi türleri de öğrenmiştim. Kuşlar hayatımın hep bir yerindeydi; vapurda martılara simit atardım, Eminönü’ne gittiğimizde güvercin beslerdik, mutfak camımıza annemin koyduğu ekmeklere kumrular gelirdi.









İstanbul’da bu bildiklerimden farklı türlerin olabileceğini ilk kez üniversitedeyken, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin Davutpaşa kampüsünde fark ettim. Ağaçlık alanlarda tanımadığım kuşlar görmeye ve duymaya başladım. O sıralar üniversitede kuşlara ilgi duyan bir hocam vardı. Duyduğum sesleri telefona kaydedip “Bu hangi kuş olabilir?” diye ona sormaya başladım. Henüz dürbünüm yoktu, sadece seslerden yola çıkarak onları çıplak gözle bulmaya çalışıyordum. Bir süre sonra kampüste, alakargadan baykuşa, baştankaralardan bülbüllere pek çok tür olduğunu öğrendim. Bir kış günü derse giderken bahçede gördüğüm kocaman yaralı bir şahin (doğan veya atmaca da olabilir) -hala yırtıcı kuşları ayırt edemiyorum- aklımı resmen başımdan almıştı.
İstanbul’da bu bildiklerimden farklı türlerin olabileceğini ilk kez üniversitedeyken, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin Davutpaşa kampüsünde fark ettim. Ağaçlık alanlarda tanımadığım kuşlar görmeye ve duymaya başladım. O sıralar üniversitede kuşlara ilgi duyan bir hocam vardı. Duyduğum sesleri telefona kaydedip “Bu hangi kuş olabilir?” diye ona sormaya başladım. Henüz dürbünüm yoktu, sadece seslerden yola çıkarak onları çıplak gözle bulmaya çalışıyordum. Bir süre sonra kampüste, alakargadan baykuşa, baştankaralardan bülbüllere pek çok tür olduğunu öğrendim. Bir kış günü derse giderken bahçede gördüğüm kocaman yaralı bir şahin (doğan veya atmaca da olabilir) -hala yırtıcı kuşları ayırt edemiyorum- aklımı resmen başımdan almıştı.
Bu ilgim pandemi döneminde daha da yoğunlaştı. İstanbul’un en işlek caddelerinden birinde oturuyorduk ve trafik azaldıkça mahallem sessizleşti. Bu sessizlikte daha önce hiç duymadığım kadar çok kuş sesi duymaya başladım. Dürbünüm hâlâ yoktu ama kulağımı eğitiyordum; dinliyor, tahmin ediyor, araştırıyordum.
Bu ilgim pandemi döneminde daha da yoğunlaştı. İstanbul’un en işlek caddelerinden birinde oturuyorduk ve trafik azaldıkça mahallem sessizleşti. Bu sessizlikte daha önce hiç duymadığım kadar çok kuş sesi duymaya başladım. Dürbünüm hâlâ yoktu ama kulağımı eğitiyordum; dinliyor, tahmin ediyor, araştırıyordum.
Sonra o zamanki erkek arkadaşım –şimdiki eşim– doğum günümde bana bir dürbün ve bir kuş gözlem rehberi hediye etti. O andan sonra kuş gözlemine gerçekten başlamış oldum. Bu
"ön hazırlık" süreci çok işe yaradı çünkü sesin geldiği yönü artık kolaylıkla bulabiliyor ve ne aradığımı az çok biliyordum.
Sonra o zamanki erkek arkadaşım –şimdiki eşim– doğum günümde bana bir dürbün ve bir kuş gözlem rehberi hediye etti. O andan sonra kuş gözlemine gerçekten başlamış oldum. Bu
"ön hazırlık" süreci çok işe yaradı çünkü sesin geldiği yönü artık kolaylıkla bulabiliyor ve ne aradığımı az çok biliyordum.
Böyle böyle İstanbul’un parklarını, korularını sık sık ziyaret etmeye başladım. Her seferinde farklı türlerle karşılaştım ve şehirde bile ne kadar çeşitli kuşlar olduğunu fark ettim. Hatta farklı mahallelerin bile farklı kuş sesleri vardı. Şehir dışına çıktığımda ise bu çeşitlilik bambaşka bir boyut kazandı. Ağaçkakanları, yırtıcı kuşları, ötleğenleri, balıkçılları, sinekkapanları görmek için İstanbul’dan birkaç saatlik mesafe uzaklıklara gitmek bile yeterliymiş.
Böyle böyle İstanbul’un parklarını, korularını sık sık ziyaret etmeye başladım. Her seferinde farklı türlerle karşılaştım ve şehirde bile ne kadar çeşitli kuşlar olduğunu fark ettim. Hatta farklı mahallelerin bile farklı kuş sesleri vardı. Şehir dışına çıktığımda ise bu çeşitlilik bambaşka bir boyut kazandı. Ağaçkakanları, yırtıcı kuşları, ötleğenleri, balıkçılları, sinekkapanları görmek için İstanbul’dan birkaç saatlik mesafe uzaklıklara gitmek bile yeterliymiş.
Kuş Gözlemi Nasıl Yapılır?
Oldukça Kişisel Bir Başlangıç Rehberi
Kuş Gözlemi Nasıl Yapılır?
Oldukça Kişisel Bir Başlangıç Rehberi
Kuş Gözlemi Bana Ne Hissettiriyor?
Kuş gözlemi yaparken zihnimdeki düşünceler yavaşlıyor. Ama bu bir boşluk değil; dikkatimin başka bir şeye yöneldiği, analitik bir süreç gibi. Duyduğum her sesi çözümlemeye çalışıyorum: İnce bir ıslık mı bu, yoksa bir şarkı gibi mi?
Hangi kuşa ait olabilir?
Ben genel olarak kaygılı biriyim ve anda kalmakta zorlanırım. Ama kuş gözlemi sırasında hem kendimle hem doğayla daha yakın bir bağ kurduğumu hissediyorum. Doğayı ve hayvanları hep sevdim ve bu gözlem hali sevgiyi daha somut bir deneyime dönüştürüyor.
Bazen aynı parkta yürüyen insanların fark etmediği bir kuşu görmek, bana gizli bir hazine bulmuşum hissini veriyor. Sadece bana ait, sessiz bir keşif gibi. Üstelik bu uğraş neredeyse tamamen ücretsiz. Dürbünüm yoksa bile kulaklarım ve telefonum yetiyor. Bu yüzden de benim gibi disiplini zaman zaman zor bulan biri için sürdürülebilir bir uğraş haline geliyor.
Kuş Gözlemi Bana Ne Hissettiriyor?
Kuş gözlemi yaparken zihnimdeki düşünceler yavaşlıyor. Ama bu bir boşluk değil; dikkatimin başka bir şeye yöneldiği, analitik bir süreç gibi. Duyduğum her sesi çözümlemeye çalışıyorum: İnce bir ıslık mı bu, yoksa bir şarkı gibi mi?
Hangi kuşa ait olabilir?
Ben genel olarak kaygılı biriyim ve anda kalmakta zorlanırım. Ama kuş gözlemi sırasında hem kendimle hem doğayla daha yakın bir bağ kurduğumu hissediyorum. Doğayı ve hayvanları hep sevdim ve bu gözlem hali sevgiyi daha somut bir deneyime dönüştürüyor.
Bazen aynı parkta yürüyen insanların fark etmediği bir kuşu görmek, bana gizli bir hazine bulmuşum hissini veriyor. Sadece bana ait, sessiz bir keşif gibi. Üstelik bu uğraş neredeyse tamamen ücretsiz. Dürbünüm yoksa bile kulaklarım ve telefonum yetiyor. Bu yüzden de benim gibi disiplini zaman zaman zor bulan biri için sürdürülebilir bir uğraş haline geliyor.
Kuş Gözlemine Başlamak İçin Küçük İpuçları
İstanbul gibi bir şehirde yaşıyorsanız zaten kuş gözlemine hazırsınız demektir. Çünkü her gün gördüğümüz karga, martı, serçe ve güvercinler aslında sadece birer "tür" değil, kendi içlerinde farklı renk ve boyutlara, hatta seslere sahip farklı kuş toplulukları.
İlk etapta bu tanıdık türlere dikkat etmek iyi bir başlangıç olabilir. Örneğin parktaki kargaların farklı boyutlarda olduğunu fark edebilirsiniz. Bunlar farklı türler olabilir. Gözünüz bu detaylara alıştıkça kuşların cinsiyetlerine, yaşlarına, mevsimsel değişimlerine dair ipuçlarını da fark etmeye başlarsınız.
Eğer bu ilgi hoşunuza giderse, bir dürbün edinebilir, kuş rehberlerinden faydalanabilir, telefonunuzla ses kaydı alabilir ya da fotoğraflar çekerek kendi gözlem envanterinizi oluşturmaya başlayabilirsiniz. Ama hiçbirine sahip olmasanız bile sadece dinlemek ve dikkatle bakmak çok iyi bir başlangıçtır.
Kuş Gözlemine Başlamak İçin Küçük İpuçları
İstanbul gibi bir şehirde yaşıyorsanız zaten kuş gözlemine hazırsınız demektir. Çünkü her gün gördüğümüz karga, martı, serçe ve güvercinler aslında sadece birer "tür" değil, kendi içlerinde farklı renk ve boyutlara, hatta seslere sahip farklı kuş toplulukları.
İlk etapta bu tanıdık türlere dikkat etmek iyi bir başlangıç olabilir. Örneğin parktaki kargaların farklı boyutlarda olduğunu fark edebilirsiniz. Bunlar farklı türler olabilir. Gözünüz bu detaylara alıştıkça kuşların cinsiyetlerine, yaşlarına, mevsimsel değişimlerine dair ipuçlarını da fark etmeye başlarsınız.
Eğer bu ilgi hoşunuza giderse, bir dürbün edinebilir, kuş rehberlerinden faydalanabilir, telefonunuzla ses kaydı alabilir ya da fotoğraflar çekerek kendi gözlem envanterinizi oluşturmaya başlayabilirsiniz. Ama hiçbirine sahip olmasanız bile sadece dinlemek ve dikkatle bakmak çok iyi bir başlangıçtır.
Kuş Gözlemi Yapmak Size Neler Katabilir?
Kuş gözlemi zamanla sadece bir doğa aktivitesi olmaktan çıktı ve benim için daha anlamlı bir yer edindi. Bir tasarımcı olarak gözlem yeteneğim gelişti, doğanın renklerinden ve desenlerinden ilham almaya başladım. Tüylerdeki desenler, göz alıcı renk geçişleri ya da bir kuşun hareket biçimi bile yeni bir fikir yaratmak için ilham olabiliyor.
Doğada daha uzun süre kalmamı sağlıyor. Tek başıma yaptığım yürüyüşlerde bile zaman daha dolu ve anlamlı geçiyor. Aynı zamanda bu bilgiyi çevremle paylaşmak da hoşuma gidiyor. Yanımda kuş gözlemine ilgisi olmayan biri varsa bile, “Bazı karga türleri inanılmaz taklit yeteneklerine sahiptir” gibi küçük bilgiler sohbeti bambaşka yerlere taşıyabiliyor.
Bu hobinin sürdürülebilir olması da benim için çok önemli. Özel bir zamana, yere ya da pahalı bir ekipmana ihtiyaç duymadan, neredeyse her yerde yapabiliyorum. Bu esneklik de bana iyi geliyor. Kuş gözlemi; doğayı, dikkati, bilgiyi ve merakı bir araya getiren, sessiz ama derin bir uğraş. O yüzden uzun yıllar da yanımda kalacak gibi hissediyorum.
Kuş Gözlemi Yapmak Size Neler Katabilir?
Kuş gözlemi zamanla sadece bir doğa aktivitesi olmaktan çıktı ve benim için daha anlamlı bir yer edindi. Bir tasarımcı olarak gözlem yeteneğim gelişti, doğanın renklerinden ve desenlerinden ilham almaya başladım. Tüylerdeki desenler, göz alıcı renk geçişleri ya da bir kuşun hareket biçimi bile yeni bir fikir yaratmak için ilham olabiliyor.
Doğada daha uzun süre kalmamı sağlıyor. Tek başıma yaptığım yürüyüşlerde bile zaman daha dolu ve anlamlı geçiyor. Aynı zamanda bu bilgiyi çevremle paylaşmak da hoşuma gidiyor. Yanımda kuş gözlemine ilgisi olmayan biri varsa bile, “Bazı karga türleri inanılmaz taklit yeteneklerine sahiptir” gibi küçük bilgiler sohbeti bambaşka yerlere taşıyabiliyor.
Bu hobinin sürdürülebilir olması da benim için çok önemli. Özel bir zamana, yere ya da pahalı bir ekipmana ihtiyaç duymadan, neredeyse her yerde yapabiliyorum. Bu esneklik de bana iyi geliyor. Kuş gözlemi; doğayı, dikkati, bilgiyi ve merakı bir araya getiren, sessiz ama derin bir uğraş. O yüzden uzun yıllar da yanımda kalacak gibi hissediyorum.
En Sevdiğim Kuşlarla İlgili Birkaç Bilgi
Unutkan ama faydalı: Sonbaharda meşe palamutlarını toprağa gömer, ama hepsini hatırlayıp çıkaramaz. Bu sayede meşe ağaçlarının yayılmasına katkı sağlar.
Taklitçi: Diğer kuşların, hatta insan seslerinin taklidini yapabilir. Bazen şahin sesi çıkararak diğer kuşları korkuttuğu gözlemlenmiştir.
Rengarenk: Uçarken kanatlarındaki mavi-siyah-beyaz desenleri görürsünüz ama yerde yürürken kahverengi tüyleriyle kamufle olurlar.
ALAKARGA
(Garrulus glandarius)
Hareketsiz avcı: Suda heykel gibi durur, sonra bir anda mızrak gibi gagasını balığa saplar. Bu sabırlı bekleyişi onu etkileyici bir avcı yapar.
Tek ayak üstünde denge: Dinlenirken çoğu zaman tek ayak üstünde durur – hem enerji tasarrufu hem ısı koruma içindir.
Dikkat çekici uçuş: Boynu “S” şeklinde kıvrık uçar (leylekten farkı budur), uzun bacakları ise geriye doğru sarkar.

BALIKÇIL
(Ardea cinsleri – özellikle gri balıkçıl Ardea cinerea)
Minik ama iddialı: Küçük cüssesine rağmen bölgesini kararlılıkla savunur; şarkısı tatlı ama amacı ciddidir!
Kış misafiri: Türkiye’de özellikle kış aylarında şehir parklarında görülür. Soğuk havada ortaya çıkınca onu görmek ayrı bir sevinç yaratır.
İnsan dostu tavırlar: Özellikle bahçıvanların çevresinde gezinmeyi sever; toprağın karıştırılmasıyla çıkan böcekleri yakalamak için sabırla bekler.
NARBÜLBÜLÜ
(Erithacus rubecula – Avrupa kızılgerdanı)
En Sevdiğim Kuşlarla İlgili Birkaç Bilgi
En Sevdiğim Kuşlarla İlgili Birkaç Bilgi